HAYY’DAN
HU’YA YARATILIŞ MUCİZESİ
Hücreden Allah’a
SELİMGÜRBÜZER
Yaklaşık iki
yıldır Enpolitikte yayınlanan Fen bilimleriyle ilgili köşe yazılarımı Hayy’dan
Hu’ya Yaratılış Mucizesi başlığı altında Kitap Yurdu Doğrudan Yayıncılık’tan çıkan
eserimle nihayet okuyucu ile buluşturabildim.
Dergi boyutunda 603 sayfalık çok büyük hacimli kitabımı 10 bölüm altında
kaleme alıp 92 ayrı makaleden oluşuyor. Kitabın yazarı olarak eserimi Bayburt
eğitim tarihinde önemli izleri bulunan Biyoloji öğretmenim rahmetli Erol Kılıç
ve Üniversiteden Hocalarıma ithaf edip kitabın
önsüzünde şu ifadelere yer verdim:
“Gençlik yıllarımdan bugüne Fen bilimlerine
merakım nihayetinde bu kitabı yazmamı da beraberinde getirdi. Öyle ki Liseyi
Tabii Bilimler bölümünden, Üniversiteyi Biyoloji bölümünde okuyor olmamın,
meslek hayatımı Hematoloji, Mikrobiyoloji, Biyokimya, Deney Hayvanları ve Adli
Tıp laboratuvarlarında biyolog olarak çalışıyor olmamın, Ankara Büyük Şehir Belediyesinin Gazi
Üniversitesi işbirliği ile açılan Belteks kurslarından birçok dalda edindiğim
deneyimlerimin bu eseri ortaya koymamda çok büyük katkısı oldu diyebilirim.
Eser incelendiğinde içerik olarak Fen bilimlerine olan bakışımız materyalist ve
evrimci dogma bir bakış açısıyla değil tam aksine mutlak ilim sahibi Yüce
Allah’ın kullarına yaratılış mucizesi olarak lütfettiği “Düşünen
insanlar için nice hikmetler vardır” düsturunca kaleme alınan bir eser
olduğu görülecektir. Aynı zamanda bu eser iki yıl öncesinde Enpolitik internet
sitesinde makale halinde yayınlanmış olan yazılarımın derleyip toparlayaraktan
kitap haline getirilmiş bir eserdir. Madem yıllar öncesinde yayınlanan
makaleleri kitap haline getirmiş hali bir eserdir bu, o halde bakalım gençlik
yıllarımdan bugüne dek Fen bilimlerine olan merakımı ve tutku heyecanımı bu eserde
nasıl dile getirmişim hep birlikte bir görmüş olalım.
Gayret bizden, Tevfik Allah’tandır
elbet.”
Kitabın kapak tanıtımı
bölümünde ise şu ifadelere yer verdim:
“ Bir kısım bilim adamları ateizmin
etkisi altında kalarak yaratılan her varlığı tesadüfi bir eser olarak görüp iki
yüzyılı aşkındır pozitivist felsefi davası gütmekteler maalesef. Güya ellerine
tutuşturulmuş içi boş pozitivist felsefi reçetelerle insanların yaratılış
mucizesine olan inancını sarsıp inkâr noktasına getireceklerini sanıyorlar.
Oysaki her şeyden önce sınırlarına hayallerin bile yetişemeyeceği uçsuz
bucaksız bir âlemde yaşıyoruz. Dolayısıyla böylesi uçsuz bucaksız bir âlem
içerisinde yaratılış mucizesini insanların nazari dikkatinden göz ardı edilip
inkâr etme noktasına nasıl getirilebilir ki? Düşünsenize içinde konumlandığımız
samanyolu galaksisi bile yüz milyar rakamlı gibi bir sayıya tekabül ederken en
az bunun iki misli kadarda galaksi âlemin hudutları içerisinde aydınlık
güneşimiz gibi iki yüz milyar rakamlı bir sayıda yıldızlar topluluğunun varlığı
söz konusudur. Şimdi gel de sınırlarına insan hayallerinin yetişemeyeceği
böylesi mükemmel varoluş ve yaratılış mucizesi karşısında ne mümkün ki
görmezden gelinip inkâr ediniversin. Bir kere her şeyden önce insan olarak
bizatihi kendi ruhi ve bedeni varlığımız küçük bir âlemdir, hatta bu noktada
insan için büyük âlem diyen âlimlerde var. Her ne kadar pozitivist felsefi
akımlara kapılan bir kısım aklı evvel bilim adamları yoktan varoluşu inkâr
etseler de bu hususta Elmalı Hamdi Yazır’ın “Ma’dûmun kendi kendine vücuda gelmesi,
zâtî yok olanın bizatihi var olması imkânsızdır” anlamında dile getirdiği; olmayan bir şey kendiliğinden var
olamayacağı gibi hiçbir şeyde kendi kendine ademden vücut (yokluktan
varlığa) bulamaz gerçeğini
değiştiremeyecektir.
Evet, dile getirilen bu ifadede yokluk
ademi temsil eden bir kavram olarak anlam kazanırken, varlıkta vücudu temsil
eden bir kavram olarak anlam kazanmakta. Dolayısıyla Sezai Karakoç’un “Yoktan da vardan da öte bir vardır, Ne
yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır” şiirinde yerini bulan ilahi
mucizenin üzerine söz söyleme cüretinde bulunmaya yeltenen bir takım
pozitivist, felsefi ve materyalist akımların ileri sürdükleri afaki hipotezler
bilimsel çalışmalara asla kaynak teşkil edecek tezler olmayacaktır. Baksanıza adamlar
yüzlerine taktıkları ‘Pozitivist Bilim’
maskesi altında sinsice önümüze koydukları yaratılışı inkâr eden içi boş suni
reçetelerle insanları ruh köklerinden uzaklaştırıp maddenin kölesi yapma
peşindelerdir. Her ne kadar etiketleri ve rozetleri cüsselerinden büyük bu tip
sözde bilim adamlarının ikide bir ruh köklerimizle oynamaları canımızı sıksa da
yine de oturup başımıza karalar bağlamak yerine asıl bu noktada bize düşen
onların kirli emellerini boşa çıkartacak kendi varoluş kaynağımız yaratılış mucizesi
tezlerimizi ortaya koymak olmalıdır. Hem kaldı ki bilimsel çalışmalara dayanak
teşkil edecek tezler ortaya koyalım ki; bizden sonraki kuşaklar içi boş teorik
suni hipotezlere kurban edilmesin. Hele
ki günümüzde adından sıkça sözü edilen uzay ve fen bilimleriyle iştigal eden
teknofest gençlik adına bunu yapmaya mecburuz da. Zira böylesi teknolojik
donanıma haiz gençliğe ne pozitivist bir akım ne evrimci bir akım ne de
materyalist bir akım rehber olabilir. Şu iyi bilinmelidir ki; insanın ete
kemiğe bürünmesinden hareketle onu sırf maddi varlık olarak görmek evrimcilerin
tamda arzuladıkları hayvan mertebesine indirgeyici akla ziyan bir bakış
açısıdır. Bu yüzden bizim bakış açımızda yer alan Yüce Allah’ın yarattığı her
varlıkta tecelli eden mucize-i rabbaniyeler doğrudan bizim için yaratılış
mucizesine olan inancımızı pekiştirmeye yettiği gibi inancımız gereği Âdem
(a.s)’den bugüne insanı hep “Allah’ın mukaddes emaneti Eşref-i
mahlûkat bir varlık” olarak
görmemize de yetmiştir. Evrimciler gibi
biz asla ve kat’a insanı maymun
gören bir mahlûkat olarak görmedik görmeyiz de
Unutmayalım ki insanı hayvan
mertebesine ve maddi bir varlığa indirgeyen Darwinizm, Pozitivizm, Materyalizm
ve Ateizm taraftarı akımlar Fen bilgisi derslerinde Yaratılış mucizesinden
bahsedilmesinin bilime aykırı olduğundan dem vurmaktalar habire. Oysaki bilimin
uğraşı alanı olan cemadat, nebatat,
hayvanat ve insanat kendi içinde başlı başına birer laboratuvar âlemler olup,
bu söz konusu laboratuvar âlemlerinden neye elimizi atsak her bir fiil failine,
eser ustasına, sanat sanatkârına nispetle Yüce Allah’ın Yaratılış mucizesine
işaret etmekte. İşte Fen bilgisi derslerine bu yönden bakıldığında Yaratılış
mucizesi dediğimizde bilimle hiçbir şekilde tezat teşkil etmeyip tam aksine Allah’ın
ilim sıfatının tecellisi bir bilim dalı olduğu görülecektir. Bu nedenledir ki
Fen bilgisi derslerinde işlenen her bir konunun Allah’ın yaratılış mucizesine
ayna teşkil etmesi hasebiyle Hayy’dan Hu’ya Allah demekten kendimizi alamayız
da. Düşünsenize 30 yıl öncesinde kendisi ateist olup ancak 56 yaşına geldiğinde
insan DNA’sının şifrelerini çözüp bilim dünyasına adını yazdıran Dr. Francis
Collins’in “Laboratuvarda çalışırken
Allah’ın varlığını hissettim” haykırışıyla ateizmden yaratılış mucizesi
çizgisine gelmesi Allah’ın ilim sıfatının bilim üzerinde tecellisinden
maksadımızın ne olduğu noktasında meramımızı açıklık getirmeye yetmiştir. Her
ne kadar yaratılış mucizesinin ilk anlarına şahit olmasak da ilk insanın
topraktan vücuda geldiğini, kâinatta her var oluşun tesadüfi oluşuma geçit
vermeyecek şekilde yaradılış gayesine uygun olarak yaratıldığını biliyor
olmamız ve Yüce Allah’ın sıfatlarının yarattıkları üzerinde tecelli ettiğini
görüyor olmamız bizim için iman etmemize kâfi sebeptir zaten. Zira Yüce Allah
(c.c) “Onları, ilk defa yaratıp inşa eden diriltecektir. O (Allah ki) her türlü yaratmayı hakkıyla bilendir”
(Yasin, 79) ayeti celilesi mucibince tıpkı yeryüzü sathını yağmurlarla diriltip
envaı türlü bitkilerle Hayy kıldığı (diri, canlı tutup) gibi ilk insanı da topraktan yaratıp ruh
üfleyerek hayy kılmıştır. Madem öyle, bize bu noktada Yüce Yaradan’a hamdü senâ
eyleyip yaradılış gayemize uygun Hu nefesimizle zikir eyleyerekten anmak düşer.
Hayy’dan Hu’ya Yaratılış Mucizesi adlı
eserimi temin etmek isteyenler aşağıdaki linkten temin edebilirler:
Yayın Tarihi: |
07.08.2023 |
ISBN: |
9789754492996 |
Dil: |
TÜRKÇE |
Sayfa Sayısı: |
603 |
Cilt Tipi: |
Karton Kapak |
Kağıt Cinsi: |
Kitap Kağıdı |
Boyut: |
20 x 28 cm |
Vesselam.
https://www.kitapyurdu.com/kitap/hayydan-huya-yaratilis-mucizesi/655974.html&filter_name=selim+gurbuzer