12 Nisan 2016 Salı

KASRİK VE HİCRET HAYATI



        BİR YIL SONRA KASRİK VE HİCRET HAYATI

 Araştırmacı Yazar: SELİM GÜRBÜZER

      Kasrik'te babası Gavs-ı Bilvanisi’nin (k.s.) talebesinden Molla Ramazan'ın yanında ilim tahsiline devam eder. Bu tahsil süreci içerisinde dergâhın hizmetinden bir an olsun asla taviz vermez de. Öyle candan hizmet eder ki, onu görenler dergâhın herhangi bir hizmetçisi sanırlarmış. Derken babası Gavs’dan (k.s.) ilim icazetini alır da. Öyle gün gelir ki Kasrik artık madden kaldıramaz hale gelir. Çünkü taliplilerin akınına uğrar. Böylece yeni bir yer aranır. Hem ulaşımı kolay, hem de arazisi geniş bir yer seçilir. Nihayet bu şartlara uygun yer Gadir seçilir.
       Gadir'de ilk iş su çıkartılır. Yine dergah inşaatında en çok koşturmasıyla  dikkat çeken isim  Seyda (k.s.)'dır.
       Tarihler 1964'i gösterdiğinde askere çağrılır. Manisa Orgeneral Cemal Tural kışlası ilk vatani görev yeridir. Akabinde Diyarbakır’a dağıtım olduğunda Askeri Hastane'de askerlik görevine devam eder. İlginçtir izne geldiğinde iznini boş geçirmez, Gadir Köyü'nde dergâh hizmetiyle geçirirler. 1966 yılında terhis olduğunda ise Gadir Köyü'ne dönüş yapar. Buna hizmete dönüş demek daha doğru olur.  Artık dergâh işleriyle yine baş başadır. Öyle baş başa kalış gerçekleşir ki Seyda (k.s.) için 1968 yılı hayatının dönüm noktasıdır artık.  Nitekim Gavs’ın (k.s.) mürşidi Ahmed Haznevî’nin (k.s.) oğulları Şeyh Alaaddin'in işaretleriyle Muhammed Raşid el Hüseyni (k.s.) Altın silsile'de "Eşşeyh Es Seyyid Muhammed Raşid El Hüseyni" methiyesiyle yerini alır.  Sadece methiye mi, bunun yanısıra irşad hilafetiyle teveccüh bile verir.
         İlk iş Hac... Allah Resulünü ziyaret, mukaddes eşiğine yüz sürmekle şereflenir. Aslında bu ziyaret hem zahiri, hem de mana bakımından asıl yurduna kavuşmaktır. Hakikaten de dedelerinin evi gibi, hiç yabancılık çekmeden Hac vazifesini hakkıyla eda etmişlerdir.
       Gadir Köyü, Gavs’ı (k.s.) kabullenmemiş ve adına uygun davranıp gadr etmişler. Bu durumda Gavs (k.s); madem öyle buradan çıkalım demiş. Her ne kadar Gadirliler büyük pişmanlık duymuşlarsa da, Gavs (k.s.) belli ki, bir yerden işaret almış kararından vazgeçmemiş.   Sonunda Menzil için karar verilmiş. Görmek için yola koyulmuşlar,  hatta yol boyunca başka tekliflerde gelmiş, ama Menzil Köyü'nden vazgeçilmemiş. Bu arada yol boyunca irşad faaliyeti dur durak demeden devam etmiş ve bu vazife ihmal edilmemiştir.  Malumunuz, Menzil ismiyle müsemma varılacak son durak demektir. Bir tür vuslata ermek dersek yeridir. Vuslatta ab-ı hayat vardır. Zira Gavs-ı Bilvanisi  (k.s) Temmuz ayında Menzil Köyü'ne varır varmaz bir noktaya odaklanır,  odaklandığı yere asasını vurur ve der ki:
      "-Burayı bir ay sonra kazın."
        Gerçekten de yılın tam kurak zamanında işaret buyurduğu yerden ab-ı hayat su çağlar. Bu su sayesinde bahçeler sulanır, kurak olan bu yerlere bereket gelir de. İşte Menzil’e hayat katan bu su, tâ o günden işaretle belirlenip günümüze kadar uzanan ab-ı hayat sudan başkası değildir elbet.
       Kıraç topraklar, adeta hayat bulmuştur. Ardından cami inşaatı başlatılır. Yine her seferinde olduğu gibi Seyda (k.s.) hiç boş durmaz, hizmete devam eder. Derken güzel bir tecelli vuku bulur. Sofiler, inşaat mühendisleri ve mimarlarının hazırladıkları projeleri Gavs’a (k.s.)  sunarlar. Gavs (k.s.), onları kırmaz ve bir vesileyle kabul etmiş gibi bir tavır sergiler. Oysa Seyda’nın (k.s.) fikir ve düşüncesi farklı yöndedir. Nihayet ustalar, Seyda’nın (k.s.) proje dışına taşan uygulamalarından dolayı ortada kaldıklarını Gavs’a (k.s.) beyan-ı arzla ne yapmaları gerektiğini sorarlar. Gavs’ın (k.s.) cevabı gecikmez ve şöyle der:
  "-Benim kanaatimce dünyanın bütün mühendislerini getirirseniz, Muhammed Raşid'in aklı gibi olmaz. Ben onların gönüllerinin kırılmasını istemedim. Siz Muhammed Raşid’in dediğini yapın."  İşte bu müthiş hikmet dolu bu söz hem kendisinin, hem de oğlunun (halifesinin) makamını ve derecesini ortaya koyması bakımından yeter artar da.

      Kelimenin tam anlamıyla bu talimatla maddi plan bahane edilip, Seyda’nın (k.s)  bulunduğu manevi mertebesinin bununla sınırlı kalmayıp ilerisini haber veren bir muştudur. Nitekim camii Seyda’nın (k.s.)  istekleri doğrultusunda tamamlanır da.
Kaynak:Gül Nesil video-Seytaç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder